Günümüzde artık neredeyse tüm evlerde damacana, yani şişelenmiş su sipariş edilmektedir; bu demek oluyor ki musluktan güvenle su içemiyoruz. Bunun sebebi şebekeden gelen içme suyuna katılan kimyasal maddelerdir.
Daha önceki yazılarımızda içme suyu güvenli olmadığı için şişelenmiş su tercih edilse de şişelenmiş suyun da “kaliteli su” veya “canlı su” anlamına gelmediğinden bahsetmiştik. Kaliteli suyun sadece “pH değeri 7’den yüksek su” demek değil, vücuttaki asiditeyi nötrleyen ve mineral kaybını önleyen alkali iyonize su olduğundan da söz etmiştik.
Op. Dr. İlyas Şahin’de içme suyunda kanser riski oluşturabilecek maddeler olduğundan söz etmiştir. Bu maddeler arsenik, nitrat gibi gübre yan ürünleri ile suyu dezenfekte etmek için kullanılan klor gibi maddelerdir.
İçme Suyunda Kanserojen Maddeler Var mı?
Eylül 2019’da Heliyon dergisinde yayınlanan bir araştırmada, ABD’de 50 eyaletin içme suyu incelenmiş ve artan kanser risklerinin içme suyunda bulunan 22 kanserojen madde ile bağlantılı olduğu görülmüştür. Bu kanserojenlerden; arsenik içeren kirleticiler, uranyum ve radyum gibi radyoaktif maddeler, arıtma sürecinde kullanılan klor ve diğer katkı maddeleri başlıcalarıdır.
Yeraltı suyu kaynaklarına dayanan sistemlerin daha yüksek arsenik ve radyoaktif madde konsantrasyonlarına sahip olduğu ve daha yüksek kanser riskine sebep bulunduğu; rezervuarlar gibi yüzey suyu kaynaklarına dayanan sistemlerin ise daha düşük riske sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışma milyonlarca Amerikalının kanserojen içeren su içtiğini ve kontaminasyonun 100.000’den fazla kanser vakasından sorumlu olabileceğini iddia etmiştir.
Op. Dr. İlyas Şahin bu bulgular ışığında hava gibi suyun da kanser için risk taşıdığından söz etmektedir. Bizler de bu makalemizde önce biraz kanserden daha sonra alkali su ile kanser ilişkisinden söz edeceğiz.
Kanser ve Serbest Radikaller
Serbest radikallerin hayatın doğuşuna neden olduğuna inanılmakla birlikte, aynı zamanda hücre ölümüne de neden olduğu kabul edilmektedir. Son çalışmalarda canlı organizmalarda oluşan serbest radikallerin kalp hastalıkları, Parkinson, Alzheimer hastalığı, serebrovasküler hastalıklar, nörosensoriyel bozukluklar, katarakt ve romatoid artritin yanında kanser gelişiminde de önemli rol oynadıkları gösterilmiştir.
Kısaca kanser dahil bütün dejeneratif hastalıkların sebebi serbest radikallerdir. Peki nedir bu serbest radikaller?
Radikaller hücre içinde şeker ve yağ asitlerinin sindirilmesi sonucu yan ürün olarak ortaya çıkar. Son yörüngesinde bir ya da daha fazla eşlenmemiş elektron bulunduran atom veya moleküller serbest radikaller olarak adlandırılmaktadır. Serbest radikaller eşleşmemiş elektron bulundurduklarından dolayı kararsız yapıdadır ve diğer maddelerle reaksiyona girerek kararlı duruma geçme eğilimindedirler.
Bu radikaller, eksik elektronlarını hücre zarından ve hücre içindeki DNA ve RNA’dan almaya çalışır, yani hücre zarına, DNA ve RNA ya zarar verirler. Hücre bu zararı telafi edemez ise mutasyon gerçekleşir. İşte kanser hücreleri bu şekilde oluşmaktadır.
“Antioksidanlar” ise bu radikalleri kolayca etkisiz hale getirecek yani nötralize edecek moleküllerdir. Radikallere fazla olan elektronlarını veya hidrojenlerini verirler. Böylece radikaller istediklerini alır ve hücre yapısına zarar veremezler.
Alkali iyonize suyun önemi bu noktada devreye girmektedir. Çünkü alkali iyonize su, antioksidan etkisi ile vücudu serbest radikallerin etkisinden korur.
Alkali İyonize Su ve Antioksidan Etkisi
Araştırmalar asidik ortamların kanserin büyümesini tetiklediğini savunmaktadır; vücudu alkali su ile nötralize etmek, halihazırda mevcut olabilecek kanserli hücrelerin büyümesini durdurmaya yardımcı olacaktır.
Texas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi’ndeki araştırmalar da asidik ortamların kanser hücrelerinin büyümesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Alkali su, kanın pH’ını dengelemeye yardımcı olur ve genel olarak vücudun asit seviyesini düşürür; bu sebeple güçlü bir antioksidandır.
Serbest radikaller, vücuda hücresel düzeyde zarar veren toksinler olduğu için, oluşturulan hücrelerin büyümesini, gelişmesini ve hayatta kalmasını engellerler. Serbest radikallerin en iyi nötrleştiricileri antioksidanlardır. Alkali iyonize su içtiğinizde antioksidanlar vücudumuzdaki her hücreye taşınır!
Tabii ki kanseri tetikleyen bir sürü etken vardır. Alkali iyonize suyun kanseri tamamen kendi başına iyileştirdiğine dair bilimsel çalışma henüz yoktur, fakat kanser başta olmak üzere birçok rahatsızlığın önlenmesinde büyük payı olabileceğine dair çalışmalar, deneyler mevcuttur.
Sizler de kutularca ilaç içmek zorunda kalmadan, en basit diyetle sağlıklı olmak istiyorsanız alkali iyonize su ile tanışın. Tek yapmanız gereken şey düzenli ve yeterli miktarda canlı, kaliteli, mineral açısından zengin su içmek. Alkali iyonize suyu nasıl elde edeceğinizi merak ediyor ve sağlıklı yaşamınıza yeni bir adım atmak istiyorsanız sayfamızı inceleyebilirsiniz.